29 Ekim 2010 Cuma

BAŞÖRTÜSÜNE ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ!


   YÖK Başkanının söylediği gibi ‘üniversitelerde artık başörtüsü diye bir problem yok’ mu? Sorun çözüldü mü gerçekten? YÖK’ün başörtülü öğrencilerin dersten çıkarılmaması hakkında İstanbul Üniversitesi’ne gönderdiği talimat yeterli mi?

Yasal bir zemine sahip olmayan başörtüsü yasağını ‘mevzuata uyun’ talimatı ile bütünüyle çözmek mümkün görünmüyor. Başörtüsünün üniversite girişlerinde sorun olmaktan çıktığının garantisi yok. Örneğin, Yeditepe Üniversitesi’nde yasak devam ediyor. Amasya Üniversitesi rektörü ‘Yargıtayın kamusal alana ve üniversiteye türbanla girilemeyeceğine ilişkin içtihat kararları var’ diyerek yasağı savunmaya ve uygulamaya devam ediyor. Problem kanunen çözülmediği takdirde benzer manzaralar maalesef tekrarlanacak.

Başörtüsü meselesinde kamusal alan kavramıyla ya da hizmet alan/hizmet veren gibi saçma kategorileştirmelerle tahlil ederek çözüm üretmek de mümkün değil. Kamusal alanı yalnızca devletin resmi alanı olarak algılayan anlayışın içine düştüğü yanlış kadar, hizmet verenin başının açık olması halinde hizmet alana karşı tarafsız olacağı iddiasının da inandırıcı, akla mantığa sığan bir yanı yoktur.

AKP hükümeti sorunu çözmek için samimi davranmadığı gibi gözünü AKP karşıtlığı bürümüş statükocu cephe de yasakçı zihniyetini sürdürüyor. 12 Eylül referandum sonuçlarıyla toplumun yeni, sivil, demokratik bir anayasa arzusu ortaya çıkmış iken hükümet mazeretler öne sürmeyi bir yana bırakarak daha cesur davranmalı ve Kürtlerin, Alevilerin, başörtülülerin, gayrimüslimlerin, ayrımcılığa uğrayan tüm kesimlerin mağduriyetlerini giderecek yasal çalışmaları bir an önce başlatmalıdır.

Başörtüsü sorununun çözümü için yapılacak bir yasal düzenlemenin ‘laiklik ilkesine’, ‘devrim yasalarına’ aykırı olacağını söyleyen Yargıtay başsavcısı da yargının yetkisinin TBMM’nin çıkardığı yasaları uygulamakla sınırlı olduğunu hatırlamalıdır. Kendini düzen bekçisi olarak görenler artık meclise emir veremeyeceklerini anlamalıdır.

Artık, toplum mühendisliği zihniyeti etrafında insanların nasıl giyineceklerini tartışmak utancından bir an evvel kurtulmalıyız. Başörtülü kadınların özgürleşme mücadelesinin toplumsal özgürleşmenin önemli bir halkası olduğunu unutmamalıyız.

Daha yüksek bir sesle söylüyoruz, hep birlikte: Başörtüsüne özgürlük istiyoruz!

EDP GENÇ


Eşitlik ve Demokrasi Partisi Gençlik Meclisi

iletisim.edpgenc@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder