AKP zihniyetine ‘HAYIR’ Referandumda ‘EVET!’


[Resimleri büyütmek için üzerlerine tıklayınız.]

AKP zihniyetine ‘HAYIR’ Referandumda ‘EVET!’

12 Eylül’de seçim yapılmıyor. 12 Eylül’de hükümet için güven oylaması da yok. Yalnızca bir anayasa değişiklik teklifi oylanacak.

Ama hükümet de muhalefet partileri de konuyu özünden uzaklaştırıp, 2011’deki genel seçimlere hazırlık ve yatırım yapıyorlar. Bu yüzden bir bardak suda fırtına koparılıyor; Anayasa değişiklikleri gözden kaçırılıyor ve halkın sağlıklı karar alması engelleniyor. Toplum AKP ile CHP-MHP tahterevallisinin bir ucunda yer almaya zorlanıyor.

Oysa 12 Eylül 2010’da ne Meclis değişecek, ne de hükümet. Yalnızca Anayasa’nın bazı maddeleri oylanacak.

Peki...

1. Referandumda neyi oylayacağız?
12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak referandumda, 1982 darbe Anayasası’nın 24 maddesinde değişiklik yapılmasını ve bir geçici maddenin kaldırılmasını oylayacağız.

2. Bu referandumla 12 Eylül anayasası ilk kez mi değiştiriliyor?
Geçmiş yıllarda 12 Eylül Anayasası’nın 85 maddesi değişti. Ne var ki, yapılan kimi olumlu değişikliklere rağmen Türkiye toplumu, Anayasa’nın demokratik olmayan vesayetçi özüne mahkûm olmaktan kurtulamadı.

3. O değişiklikler neden halka sorulmadı?
Çünkü, partiler Meclis’te anlaştılar. Oyunu, iktidarıyla muhalefetiyle hep birlikte kurdular. Yeni bir demokratik ve sivil anayasa için halkın beklentilerini dikkate almadılar. O nedenle hiçbiri sütten çıkmış ak kaşık değil.

4. Referanduma sunulan paket, özgürlükçü bir Anayasa sağlayacak mı?
Bugün önerilen değişiklikler, ne yazık ki, evrensel demokrasi ölçütlerinin ve Türkiye toplumunun ulaştığı özgürlük ve demokrasi seviyesinin gerisindedir. Önerilen değişiklikler toplumun özgürlük ve demokratikleşme beklentilerinde sadece sınırlı bir iyileşme anlamına geliyor.

5. Referanduma sunulan paket 12 Eylül rejimiyle hesaplaşmayı sağlayacak mı?
Başbakan ne kadar “12 Eylül Anayasası’nı sandığa gömeceğiz” iddiasında bulunsa da, 12 Eylül rejimine köklü biçimde son verecek bir değişiklik olmayacak. 12 Eylül Anayasası’nın etkisi biraz daha sınırlanmış olacak, ama kurumsal çarpıklıklar, Türkiye’ye yön veren demokratik olmayan otoriter ruh etkili olmaya devam edecek

6. Referanduma sunulan paket halkın fikir ve katkıları ile mi hazırlandı?
AKP, değişikliklerle ilgili kendisine farklı siyasi çevrelerden ve sivil toplum kuruluşlarından, toplumdaki mağdur kesimlerden iletilen hemen hiçbir öneriyidikkate almadı ve ‘ben yaptım oldu’ mantığıyla hareket etti. AKP, bu tarzıyla bir kez daha demokratik bir politik kültürden nasibini almadığını gösterdi.

7. Referanduma sunulan paket ülkemizin bugün yaşadığı sorunlar karşısında bir çözüm zemini sunuyor mu?
Paket çok eksik. Bu değişiklik paketi toplumumuzda var olan sorunlara dair çok köklü değişiklikler içermiyor. Ne anayasal vatandaşlık ve anadil eğitimi konularında bir adım atılıyor; ne de zorunlu din dersleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı ya da kamu çalışanlarının grev hakkı vb. gibi konularda herhangi bir reform talebi içeriliyor. AKP, kendi zihniyetindeki prangalar nedeniyle bu konularda adım atmıyor.

8. O halde referanduma sunulan bu pakete ‘hayır’ demek gerekmez mi?
Gerekmez. Çünkü, ne kadar ince eleyip sık dokusak da, değişiklik paketinin hiçbir maddesi bugün yürürlükte olan Anayasa’yı daha geri bir noktaya götürmüyor. Aksine, bu değişiklik paketi kimi reform adımlarını içeriyor. Referandumda 'HAYIR' tutumunu almak, eksik ve yetersiz de olsa yapılan bu iyileştirmelerden toplumu mahrum bırakmak ve dolaylı da olsa darbecilerin hazırladığı 1982 Anayasası'na Türkiye’yi mahkum etmek anlamına gelecektir.

9. Ama, referandumda ‘hayır’ demek, ‘AKP’ye hayır’ demek olmayacak mı?
Olmayacak. Başta CHP ve MHP olmak üzere, bugün muhalefette yer alan çeşitli siyasi aktörlerin bağnazlığı ve basiretsizliği yüzünden referandum, AKP’ye güven oylamasına dönüştürülmek isteniyor. AKP iktidarına karşı sürdürülen muhalefet, mevcudu muhafaza etmeye dönük bir çizgiye sıkıştırılıyor. Bu durum, AKP’ye “biz değişimden yanayız, bunlar değil” iddiasında bulunma fırsatı sunuyor. AKP’yi gerçek anlamda durdurmanın ve geriletmenin yolu, toplumdaki değişim taleplerine yanıt verecek eşitlikçi, demokratik bir sol seçeneğin güçlendirilmesinden geçiyor.

10. CHP - MHP demokratik anayasa mı yapmak istiyor?
İstemiyorlar. CHP ve MHP gibi muhalefet partileri siyaseti her şeye ‘Hayır’ diye bağırmak sanıyorlar. Toplumun değişim talepleri karşısında direniyorlar. İkiyüzlü siyaset anlayışlarıyla AKP’nin ekmeğine yağ sürüp, iktidarını güçlendiriyorlar. Bu vesayetçi ve korumacı anlayışın, en küçük değişim adımını bileengellemeye yönelik tutumları asla kabul edilemez. Anayasa değişikliği yapılamayacağını düşünen bu güçler, sürecin demokratik yönde gelişmesini her fırsatta engelliyor.

Referanduma sunulan paket neleri iyileştiriyor?
Tüm yetersizliklerine rağmen, bu değişiklik paketi, asker kişilerin sivil mahkemelerde yargılanabilmesi; 12 Eylül’ün sorumlularının ve suçlularının yargılanmasını engelleyen Geçici 15. Madde’nin kaldırılması; Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı; HSYK’nın ve Askeri fiura’nın bazı kararlarına karşı yargı yolunun açılması gibi kimi reform adımlarını içeriyor. Kadın, çocuk ve engellilere pozitif ayrımcılık bir anayasa hükmü haline getiriliyor...

Bugün ‘EVET’, yarın yeni Anayasa!

Eşitlik ve Demokrasi Partisi, referanduma sunulan Anayasa değişiklik teklifine ‘EVET’, bunu hazırlayan AKP iktidarına ‘HAYIR’ diyor.

Biz biliyoruz ki, bu değişiklikler yetersizdir. 12 Eylül Anayasası tümden değiştirilmelidir. Türkiye toplumu, özgürlükçü, demokratik ve sosyal bir sivil anayasayı hak ediyor.

Eşitlik ve Demokrasi Partisi, demokratik ve katılımcı, yasakları değil özgürlükleri öne çıkaran, sosyal hukuk devletini kâğıt üstünde bırakmayan, toplumun devlet için değil devletin toplum için var olduğu, herkesin kendini eşit yurttaş hissedebildiği yeni bir anayasa yapılmasını istiyor.

EDP Referandumda ‘EVET’ diyor, çünkü:

EDP, kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler için pozitif ayrımcılık istiyor.
EDP, hak grevi, dayanışma grevi, siyasi grev, iş yavaşlatma gibi hak arama yollarına konan yasakların kaldırılmasını istiyor.
EDP, YAŞ ve HSYK kararlarının yargı denetimine açılmasını istiyor.
EDP, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını demokratik bir kazanım olarak istiyor.
EDP, askerlerin de sivil mahkemelerde yargılanabilmesini istiyor.
EDP, suç işleyen genelkurmay başkanlarının ve kuvvet komutanlarının da yargı önüne çıkarılmasını istiyor.
EDP, 12 Eylül’ün tüm sorumlularından ve suçlularından hesap sorulmasını istiyor.
EDP, bu kısmi değişikliğin, 12 Eylül zihniyetinin kökünün kazınacağı yeni bir anayasa yapmanın önünü açacağına inanıyor.
EDP, bunu yapabilmek için, toplumsal muhalefet örgütleri, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, yurttaş girişimleri ve siyasi partiler ile birlikte mücadelesini sürdürecektir. Türkiye toplumu bu özellikleri taşıyan bir anayasaya er ya da geç ulaşacaktır.