14 Kasım 2010 Pazar

Tek tipleştirme politikalarına karşı birlikte mücadele etmek gerek


Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin SGD ile birlikte organize ettiği ‘Üniversitelerde inanç ve vicdan özgürlüğü için’ Başörtüsü Serbestisine Evet forumu 12 Kasım akşamı ODTÜ’de 100 kişilik bir katılımla gerçekleştirildi.
Farklı kesimlerden birçok öğrencinin bir araya geldiği forumda ağırlıklı olarak Kürt öğrencilerin anadilde eğitim hakkı talebi, Alevilerin üniversitelerdeki cemevi taleplerine aldıkları hayır yanıtı, kadınların uğradıkları tacizlerin, başörtüsü ile üniversitelere giriş yasağından ayrı tutulamayacağı ve bu tek tipleştirme politikalarına karşı birlikte mücadele etmek gerektiği vurgulandı.
Başörtülü kadınların da yasağın özneleri olarak, ODTÜ’de gerçekleştirilen bu toplantıyla birlikte sözlerini söylemelerinin diğer okullara da örnek oluşturacağı dile getirildi. Yaklaşık 2,5 saat süren toplantı, bu tür toplantıların daha başka platformlarda da devam etmesi temennisiyle son buldu.

13 Kasım 2010 Cumartesi

Başörtüsü sorununda çözümün neresindeyiz?

10 Kasım’da EDP Genç İstanbul Meclisi Gazeteci-yazar Elif Çakır ve EDP PM üyesi Hayri İnce’nin konuşmacı olduğu ‘Başörtüsü sorununda çözümün neresindeyiz?’ başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi.

Başörtüsü meselesinin ‘Ankara siyasetçileri’ tarafından çözüm üretilmeksizin sürekli gündemde tutulmasının bir başörtülü olarak kendisini rahatsız ettiğini söyleyen Star gazetesi yazarı Elif Çakır, ‘Ortada insan hakları sözleşmeleri var ama bunlar görülmüyor ve konu magazinleştirilerek ipe un seriliyor’ dedi.

AKP’NİN ALTERNATİFİNİN YARATILMASI GEREKLİLİĞİNİN ALTINI ÇİZDİ

‘Son gelinen noktada başörtüsü sorunu çözülmüş gibi bir hava var, peki başörtülü üniversiteli öğrenciler mezun olunca diplomalarını evlerinin oturma odalarına mı asacaklar?’ diye soran Çakır, ‘Bu ülkede ikna odalarına sokulan başörtülü öğrenciler büyük travmalar yaşadılar, sadece onlar da değil, Aleviler, Kürtler, Ermeniler, solcular… Bütün bu travmaları aşabilmek, özgürlük mücadelesini büyütmek gerekiyor’ dedi.

Zorunlu din derslerinin kaldırılması, anadilde eğitim hakkının tanınması, başörtülü kadınların mağduriyetlerinin giderilmesi gibi pek çok meselenin çözümü için özgürlük bağlamında mücadelenin yükseltilmesinin öneminin ve AKP’nin alternatifinin yaratılması gerekliliğinin altını çizdi.

Çakır, Türkiye’de başörtüsü nedeniyle dışlanan kadınların, İran’da ise başını açmak isteyen kadınların özgürlük mücadelelerinin yanında olmak gerektiğini vurguladı.

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI SAMİMİ BİR İRADEYLE ORTADAN KALKABİLİR

EDP PM üyesi Hayri İnce, başörtüsü yasağının samimi bir iradeyle ortadan kalkabileceğini, ama AK Parti ve CHP’nin bu sorunu çözebilecek bir iradeye sahip olmadığını belirtti.

İnce, ‘Mecliste yüzlerce milletvekili, yerellerde yüzlerce belediye başkanı bulunan bir partinin milletvekilleri ya da belediye başkanları arasında bir başörtülü kadının olmaması, AK Parti’nin ikiyüzlülüğünü ortaya çıkarıyor’ dedi.

‘Sol başörtüsü yasağına özgürlükle olan ilişkisi bağlamında yaklaşmalı’ diyen İnce, sol siyasetin bu konuda İhsan Doğramacı’ların, darbecilerin dilini kullanmaması gerektiğini belirtti.

8 Kasım 2010 Pazartesi

Söyleşi: 'Başörtüsü sorununda çözümün neresindeyiz?'

- Sol ne diyor, ne demeli?
- Hükümet ve muhalefet söylemlerinde ne kadar samimi?
- Başörtüsü sorunu 'talimat'la çözülür mü?

Konuşmacılar: Elif Çakır (Gazeteci- Yazar)
                        Hayri İnce (EDP PM üyesi)

Hep birlikte tartışıyoruz. Söyleşiye ilgi duyan herkesi bekliyoruz.

Tarih: 10 Kasım 2010
Adres: Süslü Saksı Sokak, No:22/2 Beyoğlu

İletişim: istanbuledpgenc@gmail.com - 05378413251

EDP Genç İstanbul

5 Kasım 2010 Cuma

Üniversiteler demokratikleştirilsin!


6 Kasım, 12 Eylül zihniyetinin güvencelerinden biri olan YÖK'ün kuruluş yıldönümü.

YÖK, kuruluşundan bugüne üniversitelerin özgürlük alanını daraltmak olan esas işlevini yerine getirmeyi sürdürdü. Kamusal, özerk ve demokratik bir üniversitenin önündeki en önemli engel olarak varlığını kayıtsız şartsız devam ettirdi. Yöneticilerinin, hükümetlerin değişmesinin YÖK'ü temel hedefinden saptırdığı da söylenemez. Üniversitelere yasak kitap listeleri gönderen kurum yasakçı, otoriter ruhunu bugün de üzerinde taşıyor.

Meşhur 'Özgür ve güvenli üniversite' masalında tehlikeli olarak gösterilen 'çocuklar', özgürleşmenin önündeki engelleri ortadan kaldırmak, 12 Eylül zihniyeti ile hesaplaşmak için 6 Kasım'da sokaklarda!

Parasız, akademik, kaliteli eğitim talep eden, anadilinde eğitim alamayan, zorunlu din dersleri uygulamasından mağdur olan, başörtüsü üniversiteye girişinde problem olmaya devam eden, YÖK'ün kaldırılmasını isteyen
öğrenciler, devletin 'mâkul' görmediği gençler hep bir ağızdan 'YÖK kaldırılsın' diyor.

Ticari ve siyasi kaygılardan arınmış, akademik kaygıların ön plana çıktığı; özgürlüğün, eşitliğin, üretkenliğin, katılımcı ve şeffaf bir yönetim anlayışının hâkim olduğu bir üniversite mümkündür.

Özerk ve demokratik üniversitenin hayat bulması için YÖK'ün revize edilmesi yetmez. Üniversitelerin sivilleştirilmesi ve demokratikleştirilmesi için YÖK kalkmalı, yerine katılımcı bir biçimde yönetilen koordinasyon edici bir kurul oluşturulmalıdır.

YÖK'ün kaldırılması için, demokratik üniversite için,

6 Kasım'da Ankara'dayız!

EDP GENÇ